17 Şubat 2012

İzlediğim oyunlar

Bu sezon birbirinden güzel oyunlar izledim mutlaka not düşmeliyim.Geriden başlarsak anlatmaya.Devlet tiyatrosunda izlediğim Birdy'den sonra ikinci oyun da yine devlet tiyatrosundaydı.Beykoz Ahmet Mithat Efendi Tiyatrosu.İlk kez gittim o sahneye Beykoz diye geçiyor ama Anadolu Hisarı'na yakın.Dershaneden arkadaşım ve öğrencim Elif ile gittik.


Oyunun adı: "Sezuan'ın İyi İnsanı"
Yazarı: Bertolt Brecht


Konusu:Tanrı üç tane yardımcısını dünyaya gönderir.Görevleri iyi bir insan bulabilmektir eğer bulurlarsa dünya dönmeye devam edecektir.Görevliler önce sucu ile karşılaşırlar kendilerine kalacak bir yer arıyorlardır.Sucu mahalledeki herkese sorar kimse görevlileri evine misafir kabul etmez.Bir tek hayat kadını olan Shente onları fakirhanesine kabul eder ve olaylar gelişir.
Biraz da Brecht'in epik tiyatro kavramından bahsetmek istiyorum.Marksizim-Leninizm etkisiyle oluşturduğu izleyiciler izlediklerinin bir kurmaca olduğunu hatırlamasını sağlayan bir tiyatro anlayışıdır.
Gestus kavramı ise oyuncunun rolüne sınıfsal yaklaşımıdır.
Katharsis ise anladığım kadarıyla hani oyuncularla çok özdeşleşmiş hissedip acıklı bir sahnede ağlıyoruz,büyük bir empati kuruyoruz.İşte benim katharsis ten anladığım:)Brecht de buna karşı.


İkinci gittiğim oyun evimin köşesinde Üsküdar 
Müsahipzade Celal Sahnesi çocukluğum burada geçti desem yalan olmaz.Allahtan o zamandan beri saklama huyum varmış 97 yılının tiyatro programları falan duruyor elimde bence büyük hatıra.Gelelim gittiğim oyuna
Oyunun adı:Otobüs
Yazarı: Stanislav Stratiev
Konusu: Sahnede bir otobüs var ve her sınıftan bir yolcusu var.Herkes sınıfına ait özellikler sergiliyor.Tüm oyun boyunca bir tek şoför konuşmuyor.Ve otobüs O nereye isterse oraya gidiyor.Anladığım kadarıyla o iktidarı temsil ediyor ve yolcuların iktidarın karşısındaki tavırlarını gözler önüne seriyor.Ben sahneye bayıldım.Arkadan hem ülkemize hem dünyaya ait önemli siyasi olaylara ait fotolar sürekli olarak yansıtılıyor.Çok başarılı buldum bu yöntemi.


Üçüncü oyun ise yine Üsküdar'da dershaneden arkadaşımla izlediğimiz bir oyundu.
Oyun adı:Rosenbergler Ölmemeli
Yazarı: Alain Decaux 
Konusu:Mc Carthy döneminde, komünistlere karşı cadı avı tüm ülkeyi sardığında atom bombasının sırlarını Rusya'ya vermekle suçlanan Ethel ve Julius çiftinin 1953 yılında idam edilmesini konu alan oyun.Sahneyi dörde bölerek hem Rosenberg'lerin evini hem mahkemeyi hem de hücreleri sergiliyorlardı.Bu oyun hakkında çok köşe yazısı çıktı çok tartışıldı.Rosenbergler ölmeli miydi ölmemeli miydi?Halbuki Ethel'in suçsuzluğu yıllar sonra ispatlanmış olmasına rağmen hala vicdansız söylemlerde bulunan bazı köşe yazarlarını anlamıyorum.

Oyun adı: Sevgili Doktor
Yazarı: Anton Çehov
Konusu:Oyun farklı konularda sekiz oyundan oluşuyordu.İlk perdede 
AKSIRIK:Generalinin ensesine hapşıran bir memurun ölümünü anlatıyor.
MÜREBBİYE:Hakkını arayamayan mürebbiyeye işvereninin küçük oyunu
CERRAH:Asıl diş hekimi o gün muayenesinde yoktur yerine hevesli tıp öğrencisi bakmaktadır ve papazın dişi ağrımaktadır.
OYUNCULUK:Seçmelere gelen taşralı kızı anlatıyor.(Burada Meriç Benlioğlu'na bayıldım.)
BOĞULAN ADAM:Para karşılığında kendini denize atıp boğulma numarasını yaparak para kazanan adamın hikayesini anlatıyor.
İKİNCİ PERDEDE
BAŞTAN ÇIKARMA:Evli kadınları baştan çıkaran bir çapkının öyküsü
BİÇARE KADIN:Para sıkıntısı çeken hafiften sıyrık kadının banka memurunu delirtmesini anlatıyor.Funda POSTACI mükemmel bir oyuncu
UZLAŞMA:Bunu hatırlamıyorum sanırım anlatıcı olayı bağlıyordu çok fena da yanılıyor da olabilirim.Bu arada anlatıcı Taner BARLAS aynı zamanda da oyunun yönetmeni.


Son olarak tiyatro benim için her zaman sinemadan önce gelir.Tiyatro candır!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder